27 Mart 2010 Cumartesi

Almanya'da Görülmesi Gereken Yerler

ALMANYA'DA GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER


KÖLN




MANNHEIM




MÜNİH




HAMBURG



BERLİN






BAŞKENT BERLİN


Dünya'nın başka hiçbir metropol kenti Berlin kadar geniş yeşil alana sahip değil. Şehrin göbeğinde yer alan Tiergarten adeta kentin ciğeri gibi görev yapıyor. Berlin'in güney batısında yer alan Grünewald gezmek, bisikletle dolaşmak ve doğayı solumak için en uygun yerlerden biri. Aynı zamanda bir çok göl, güneşlenmek, yat gezileri ve nehir turları için ideal yerler. Çünkü Wannsee ve Mügelsee'de kumsal şehrin ortasında yer alıyor adeta. Botanik Bahçesi (Botanischer Garten) tropik bitki çeşitleri ile ziyaretçilerini egzotik bir rüya âlemine götürüyor. Hayvanat Bahçesi'nde (Zoologischer Garten) havyanlar dünyasının bireyleri eşsiz bir şekilde sergilenirken; özellikle su altı dünyası akvaryumları görülmeye değer. Marzahn'daki dinlenme parkındaki DünyaBerlin ve çevresinde yer alan saray ve şatolar klasik yapılar kadar barok ihtişamını da tüm canlılığı ile gösteriyor. Görkemli Charlottenburg Sarayı ( Schloss Charlottenburg) barok yapı sanatının en canlı örneklerinden birisi. Güneyde yer alan peyzaj mimarisi ile saray yapısının büyüleyici bütünlüğüne örnek olabilecek Prusya Yapı Düzenlemeleri, aşk yuvası olarak inşa edilen ve bir tablo güzelliğindeki Tavus Kuşu Adası (Pfaueninsel) tüm cazibesiyle sevgililerle romantikleri kendine çekiyor. Potsdam; Prusya sanatının en ihtişamlı örnekleriyle dolu. Bu yapılarda saraylarla bahçelerin eşsiz uyumunu görmek mümkündür.









HAMBURG







Hamburg, Almanya'nın en büyük ikinci şehri, en önemli limanı ve en büyük dış ticaret merkezidir.Hamburg 50yi aşkın müzesiyle, pek çok tiyatro sahnesiyle, konser mekanları ve müzikalleriyle, devasa bir minyatür tren parkı ve bir korku tüneliyle ziyaretçilere çok geniş bir yelpaze sunmaktadır. Rıhtım iskeleleri Hamburg’un su garıdır. Liman turları buradan başlar, liman feribotları ve HADAG istimbotları buradan Finkenwerder, Övelgönne ve Blankenese’ye doğru yola çıkar. Etkileyici lüks kruvaziyerlerin de zaman zaman buraya demirledikleri olur. Hediyelik eşya dükkanları ve keyifli balık restoranlarının yanısıra "Rickmer Rickmers" ve "Cap San Diego" isimli müze yelkenlisi ve yük gemisi de bu resmin bir parçasını oluşturur. Alman Alp Yolu mükemmel bir açık hava sineması olarak tanımlanabiir. 2002 yılında 75 yıllık jübilesini kutlayan Alp Yolu, bu vesileyle Almanya’nın en eski turistik yollarından biri olma özelliğine de sahiptir. Bodensee Gölü’ndeki Lindau’dan Avusturya sınırı yakınlarında Königssee Gölü kıyısındaki Berchtesgaden’e kadar uzanan yaklaşık 450 kilometrelik bu bol virajlı yol ziyaretçileri büyülemektedir. Bu yolun en etkileyici özelliği sunduğu çeşitliliktir: yemyeşil Alp yaylalarından, yumuşak tepelerden ve dik dağ zirvelerinden, yeşil ormanlardan, romantik ovalar ve parıldayan göllerden oluşan bir çeşitlilik. Almanya’nın yegane Schroth kaplıcası Oberstaufen, Garmisch-Partenkirchen ve Zugspitze, renkli bir doğa içindeki beyaz düş Linderhof Şatosu, Ettal Manastırı, keman yapımcılarının şehri Mittenwald am Karwendel, Füssen ve Neuschwanstein Şatosu, Königssee Gölü ve Watzmann Dağları’yla şirin Berchtesgaden görülmeye değer yerlerden sadece bir kaçıdır.





MÜNİH





Berlin ve Hamburg'dan sonra Almanya'nın en büyük üçüncü kentidir. Bavyera eyaletinin en büyük şehri ve başkentidir. Avrupa Birliğin'in onikinci en büyük şehri'dir. Münih'in doğal ismi München'dir. Münih, yukarı Bavyera'nın üst düzlüklerinde yaklaşık 50 kilometreye yayılır. Kuzey Alp Dağları'nın kuzeyinde ve deniz düzeyinin 520 metre üzerindedir. Kraliyet ve modern mimariler, müzeler, kaleler, sayısız parklar, muhteşem Gotik kiliseler, pazarlar ve mevsimsel etkinlikler, kent yaşamının çok yönlü yapısını meydana getirir. Her yıl dünyanın dört bir tarafından milyonlarca turist Münih’e akın etmektedir.Kent merkezinde yer alan Marienplatz (Mary Meydanı) ve Stachus (Karlsplatz), kentin başlıca meydanlarıdır. Kent merkezindeki Frauenkirche (Cathedral of Our Lady), Münih’in en ünlü binasıdır. Şehrin en büyük kilisesi Münih-Freising Başpiskoposluğu olarak hizmet vermektedir.Nymphenburg Sarayı, batıda kent merkezinden 20 dakika uzaklıkta bir barok sarayıdır. Oberschleißheim Köyü’nde yer alan Schleissheim Sarayı, olağanüstü bir barok parkında bulunan üç ayrı saraydan oluşur. Bunlar New Schleissheim Sarayı, Lustheim Sarayı ve Eski Schleissheim Sarayı’dır. Saray bahçesi mükemmel su kanalları ile kaplıdır.Kentte çok sayıda park vardır. Prinzregenten Caddesi ve Freimann arasında bulunan İngiliz Bahçesi, merkezden kentin kuzey bölümüne doğru genişler. Uzun patikaları, kuğuları, dereleri ve göletleriyle ünlü bu park 900 akrelik bir alan üzerine yayılmıştır. Olimpik Park, bulundurduğu göller, bisiklet yolları, konser mekanları, spor alanları ve futbol stadyumu ile kentin göz alıcı parklarından biridir. Münih’de çok sayıda müze mevcuttur. Deutsches Müzesi, BMW Müzesi, Haus der Kunst, Lenbachhaus, Mensch ve Natur Müzesi (Doğa Bilimi ve Tarihi) ve Bayerisches Nationalmuseum kentteki başlıca müzelerdir.




MANNHEİM






Mannheim'in simgesi konumunda olan Mannheim Sukulesi 1889'de Gustav Halmhuber tarafından yapılmıştır . Bu kule 60m yükseklikte ve 19m genişliktedir. 2000 senesine kadar bu kule su rezerve istasyonu olarak kullanılıyordu. İnşaa edilirken güdülen amaç teknik ve şehir planlaması acısından bu su kulesi ile Almanya'nın gündemine girmekti. Ana stil olarak Romalı ve Barock stilin üzerine Alman Jugendstil kullanıldı.Tabiat, sanat, kültür, muzik, bilim veya geniş alışveriş imkanlarından dolayı Mannheim çok aktif, can sıkıntısına mahal vermeyen bir şehirdir. Mannheim'in özelliği bir yandan metropol olması, diğer yandan da tabiat ile içiçe olmasıdır. Mannheim Almanya'nın veya Avrupa'nın diğer büyük metropolları ile kıyaslanamasa da, Mannheim'i kuşatan çok özel bir maneviyatı vardır.







KÖLN







Köln Avrupa’nın en güzel ve en önemli şehirlerinden biri. Romalıların yüzyıllar önce söylediği "Köln’ü görmeyen, Almanya’yı görmüş sayılmaz" sözü hálá geçerli .İsviçre Alpleri’nden başlayıp, kuzeye doğru akan Ren Nehri, binlerce yıl uygarlıkların beşiği. Avrupa’nın ticaret hayatına yön vermiş. Romalılar M.S. 50’de Colonia Agrippina isimli şehirlerini 1320 kilometrelik Ren Nehri’nin üzerinde kurmuşlar. Şehir cam işçiliği dahil değişik alanlarda ticari bir merkez olmuş. Beraberlerinde Hıristiyanlığı getiren Romalılar, Köln’ü en önemli Katolik merkezlerden birine dönüştürmüş. Köln, İtalya’dan İngiltere’ye, Batı’dan Tuna’nın doğusuna giden yolların ortasında kalınca, Ortaçağ’da daha etkin bir konuma gelmiş. 12. ve 15. yüzyıllar arasında, Avrupa’nın en kalabalık ve zengin şehirlerinden biri olmuş ve özellikle Kuzey Avrupa’daki ticareti kontrol altında tutan Hansa Birliği’nde önemli bir rol üstlenmiş. Bugün Ren Bölgesinde, ekonominin, kültürün, sanatın ve uluslararası fuarların Almanya’daki en önemli merkezlerinden biri olan Köln, tarih boyunca önemini hiç yitirmemiş. 2006’daki Futbol Dünya Kupası gibi çok sayıda etkinliğin ve fuarın yapıldığı bir milyon nüfuslu Köln’e geçtiğimiz yıl 2.3 milyon turist gelmiş.Şehirde Dionisos mozaiğinin bulunduğu Römisch-Germanish Müzesi dışında, modern sanatların sergilendiği Ludwig ile çoğunlukla empresyonist eserlerin olduğu Wallraf-Richartz Müzesi de bulunuyor. Doğu Asya Sanatları ve Uygulamalı Sanatlar Müzeleri yaptıkları sergilerle sanatseverlerin odak noktası oluyor. Ludwig Ailesi’nin özel koleksiyonlarının sergilendiği müzede Alman dışavurumcularının, gerçeküstücülerin ve Amerikan Pop sanatçılarının dışında Picasso’nun eserleri var. Adını 1824 yılında sanat koleksiyonunu şehre bağışlayan Ferdinand Franz Wallraf ile ilk binayı yaptıran Johann Heinrich Richartz’dan alan Wallraf-Richartz Müzesi, Albrecht Dürer, Peter Paul Rubens, Simone Martini ve Edvard Munch gibi sanatçıların eserleriyle dikkat çekiyor. Köln’de toplam 36 müze ile 100’ün üzerinde sanat galerisi bulunuyor. Köln Operası, tiyatrolar ve Köln Filarmoni Orkestrası’nın konserleri ise şehrin kültürel yaşamındaki yansımalardan sadece bazıları.Köln’ü keşfetmenin en güzel yolu tarihi bölgedeki sokaklarda kaybolmak, sürpriz avlular ve meydanları keşfedip, küçük kafelerde soluklanmak. Ya da geçtiğimiz yıl Almanya’nın "en iyi alışveriş caddesi" seçilen Hohe Strasse ile Schildergasse gibi büyük mağazalarla dolu caddelerde kalabalığa karışmak. Ren Nehri boyunca yürüyüp, Rheinpark’a veya Hayvanat Bahçesi’ne gitmek ise diğer alternatiflerden.Köln’de yılın mevsimlerini beşe çıkartmışlar. Beşinci ve en önemli mevsim kesinlikle Karnaval. Paskalya öncesi yapılan perhiz dolayısıyla, karnaval ete veda anlamını taşıyor. 160 civarında örgüt beşinci mevsimin organizasyonunda görev alıyor. Karnaval dışında, yazın Fühling Gölü’nde yapılan festivalle, sonbaharda gerçekleşen "Uzun Geceler" etkinlikleri yılın önemli olayları arasında. Köln de İstanbul gibi yaşamın sol şeritte seyrettiği dinamik şehirlerden biri, biten bir etkinliğin ardından yenisi sıraya giriyor.


























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder